29 Temmuz 2012 Pazar

Emirgan'da Pazar

O kadar şikayet ettikten ve terketmeye karar verdikten sonra bu pazar çekirdek aile huzurlu site evimizden çıktık . İlk Vehbi Koç'un TEMA Vakfı parkına gittik . Güneşte eridik diyebilirim . Böylece halen İstanbul'a küs kalabildim , sonra oradan Kanlıca'ya geçtik. Aniden kendimizi bir motora atlamış Emirgan'a geçerken bulduk .


O kadar sıcak olmasına rağmen suyun üstünde giderken ruzgar yüzümüze çarptı .Sahile yanaşırken denize girmiş bir aile bizim motora yardım etti. Daha hızlı karaya inebildik. Bazen böyle alakasız bir insan yardım edince kendimi mutlu hissediyorum , bana nostaljik ve güzel geliyor. 

Ardından sahildeki neredeyse adım başı olan tüm balıkçılarla kaynaştık . Benim minik oğlum yoğurt kaplarındaki tüm balıkları teker teker saydı . Hatta sonunda oltadan balık bile ayıkladı.


Sahil boyunca yürüdük .Aslında Emirgan'da en sevdiğim yer Çınaraltı'ydı. Buraya eskiden annemlerle gelir ve İstanbul universitesi mezunu arkadaşlarının hikayelerini dinlerdik. şimdi burası Sütiş oldu . Yanında da bir kafe daha açıldı. Biz bu sefer sahilden biraz daha Bebek tarafına yürümeyi tercih ettik ve ilerdeki Mado'da oturduk . Burası çok güzeldi. Mado klasik lezzetlerinden tattık :)  Servis yapan arkadaşlarla da Alp sayesinde tanıştık . Keyifli geçti .Biz saat uygun olmadığından artık bir daha ki sefere buraya yemeğe bile gelebilmeyi kendimize tavsiye ettik.


Bol bol fotograf çektik tabiki, ve birden bendeniz İstanbul'la barıştım :) Dağ dağa küsmüştü doğrudur. Ama insanın sevmediği bir sehirde yasaması oyle bir dert ki sanki içimde bir ayı vardı , denizde onu attım gitti.
Sonuçta paramızı biriktirip denize yakın yaşamaya karar verdik .. Bu da belki bir hayal ama İstanbul o kadar karmaşaya rağmen halen o kadar güçlü ve endamlıydı ki.. Yine bir sevdim burada olmayı

Geri dönerken bu sefer vapura bindik . 5 dakikada karşıya geçebildik.
Ve Kanlıca'da kuşların peşinden koştuk yine. Bugün ailecek İstanbul'dan çok keyif aldık .



26 Temmuz 2012 Perşembe

Mantar Enerjisi


İnanilmaz bir hikaye: Mumbai’deki dev mantarlardan enerji elde ediliyor. Bunlar Uyuşturucu hammaddesinde kullanılan mantarlarmış

http://sosyalmedyakultursanat.com/2012/07/25/uyusturucu-hammaddesinden-enerji-kaynagina-mumbaideki-dev-mantarlar/?goback=%2Egde_3265262_member_138346486

'Enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlayan genetiği değiştirilmiş dev mantarlar, Mumbai’nin yoksul mahallelerine can verdi. Bu sayede Mumbai, yepyeni bir kente dönüşmeye başladı.
Mantarlar Hollanda’daki bir genetik mühendisliği laboratuarından alınan-aslında çalınmışlar;)- biyo-teknolojik numunelerle üretildi. Laboratuardan alınan örnekler, uyuşturucu üretimi için yapılan büyük boyutlu mantar deneylerinin bir parçasıydı.
Dev mantarlar, Mumbai kenar mahallerindeki yoksul,kalabalık ancak eğitimli yerel halka takdim edildiğinde, bu inovasyonu yaşam koşullarını iyileştimek için büyük bir özveriyle sahiplenmişler. Bugün mantarlar, fotoğraflarda ve videoda göreceğiniz üzere ısınma ve aydınlatma amacıyla enerji kaynağı olarak kullanılıyor.
Gerçekten de sürrealist ve hayranlık uyandırıcı bir tablo!'


23 Temmuz 2012 Pazartesi

Çeşme tatil ve dönüş bunalımı

Yazı yazmayı  daha yolun başındayken bırakmak istemedim. Bu aralar yaşadığım şehir İstanbul o kadar huzursuz ki içimden hiçbirsey yazmak gelmiyor.

trafik
Plansızlığın genlerimizde olduğunu , bunun ülkemizde bir kültür olduğunu kabul ediyorum ama etrafımda stresli ve mutsuz insan görmekten sıkıldım. Her sabah TEM’in üzerinde bir köprüden işe giderken , saatlerce köprüde bekleyecek yüzlerce insana bakıyorum. Dahası karmakaışık ve gittikçe anlamsızlıklarla dolan zavallı bir sehre bakıyorum , üzülüyorum bu şehir çok güzel halen bunca saçmalığa rağmen..


Oglum & Kuzeni ve Aile
Sanırım biraz pozitif olmak lazım .Bu şehirde de bunu yapmak çok zor!  Neyseki tatilde biraz pozitif enerjim oldu. Aslında her sene olduğu gibi yine oğlum ile Çeşme’deydim.

Geçen seferkinden farklı olan bu sefer Alp’e kuzeni Doruk da eşlik etti ve kocaman bir aile tatili yaptık!

Yıllar önce bunu birisi anlatsa inanmazdım. Yani bayağı yıllar önce bu yaşadıklarımı annemler de yaşamıştı , sadece teknoloji ve trafik biraz da insanların yanlızlığı eklendi üzerine. Yani Çeşme aynı  ve Ege yazı da aynı ! Sonuçta mutlu olabildik .  



Tatili oğlumla kumdan kale yaparak geçirdim ama hala  Bu tatilde Çeşme’de tavsiye edebildiklerim var:

Yemek :

Beğendik Abi . Bir aksamüstü üşenmeyin gidin , hem Urla’dan farkı bu sefer içki ruhsatı almışlar ! Ege zeytinyağlarını daha iyiye yemek mümkün değil.
http://www.fikirannesi.blogspot.com/2012/05/begendik-abi.html

Bu sefer Çeşme geleneği pidecimiz Elit oldu. Ilıca’da ve çok lezzetli mezeleri de var.
http://www.elitpide.com

Balıkçı konusunda hayal kırıklığımızı anlatamam . Starbeach (Ilıca) en son mutfağını bozmuştu. Bir dahaki sefere Ildırı Ada Balık denenecek , bu sefer biz İzmir Deniz Restoran’a gittik ve balığa doyduk

Plaj :


Sera Beach Deniz
Kumlu plajlar için eğer rüzgarsız bir günse Altınyunus plajı yine muhteşem . Eğer Rüzgar varsa Çiftlik köy Ramo, Ayayorgi Sera Kafe Pi , ve Paşalimanı Riva beach  tavsiyelerim arasında .  Tabi benim kadar uzun zamandır Çeşme’deyseniz , Paşalimanı’na gidip ee bakkal beach mi oldu diyebiliyorsunuz!

Uzun zamandır Ovacık tarafında bir yer bakıyorduk , ne yazikki bir gün ekibimizden gidenler oldu yine bir yer bulamadık . Bir şişe sarap ile Ovacık’tan dönmek zorunda kaldık.

Bir günü de Ayayorgi koyunda Kafe Pi de geçirdik, burası yıllar önceki Mekan sonra ise Shayna idi . Halen çok güzel

Gece :



Bir aksam Çeşme Marina’da Hayal Kahvesine gittik , aslında Bakkal çok tatlı bir gruptu ama biz biraz daha yabancı ağırlıklı müzik dinlediğimizi farkettik J
Bu sefer ilkkez Paparazzi’ye gitmedik. Deli Deli bizim için de uygun oldu ama bence sadece iyi bir Paparazzi taklidi J Yine de Alaçatı’da kalıyorsanız iyi bir seçim .  En sevdiğimiz limonata ve viski karışımı diyebileceğim bu kokteyl oldu . şisesi de çok motive edici :)

Bir yenilik Motovale , bu sayede içenler evlerine rahat dönebiliyorlar.



Bir dahaki sefere biraz daha açılmaya Karaburun’a en azından gidebilmeye karar verdik.

Evim: Boyalık benim çok uzun zamandır yaşadığım bir yer . burada doğup büyüdüm . Bu yüzden de bu evi hayatımdan çıkaramadım. Onun yerine içini yaşayabileceğim bir yer haline getirdik. İstanbul’da kirada olduğumuz için civi bile cakamam , ilk kez kendime ait bir alanımız oldu , keyifle döşedik...

Bunu bambaşka bir ruh halindeyken yazmam gerekli , ve tabi fotoları ile beraber ..